18

Doktora Sırasında ve Sonrasında Psikolojik Rahatsızlıklar Artıyor Mu?

Yakın zamanda yapılan bir araştırmada doktora öğrencilerinin yaklaşık üçte birinin depresyon gibi çeşitli psikiyatrik bozukluklara sahip olduğu veya bir psikiyatrik bozukluğa sahip olma riski altında olduğu belirtilmiştir.

Her ne kadar bu sonuçlar küçük bir örnekleme grubundan gelse de (Belçika’nın Flanders kentindeki üniversitelerde, %90’ı bilim ve sosyal bilimler alanlarında okuyan 3659 öğrencilik bir grup) akademik dünyadaki akıl sağlığı sorunlarının yaygınlığı ile ilgili artan literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu gibi zorluklarla mücadele eden bilim insanları için önemli bir mesaj, Ghent Üniversitesi’nden Katia Levecque ve Frederik Anseel’den gelmektedir: “yalnız değilsiniz”. Bunun ötesinde, Levecque ve Anseel, doktora öğrencilerinin kendileriyle ilgilenmesinin ne kadar önemli olduğunu ve onları takdir ettiklerini de bildirdiler. Belirtilenlere göre, ruh sağlığı sorunlarının kişinin refahı ve kariyeri için ciddi tehditler oluşturabileceği ve uzun vadede zararlı sonuçlar doğurabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle, eğer böyle bir sorunla mücadele ediyorsanız, geçici bir şey olduğunu düşünüyorsanız bile, muhakkak profesyonel bir yardım almaktan veya kişisel ortamınızda güvendiğiniz kişilerden yardım istemekten çekinmeyin.

Araştırma kapsamında yapılan anket sonuçlarına göre, ankete katılanların %51’i son haftalarda psikolojik bir sıkıntıya işaret eden en az iki zayıf ruh sağlığı semptomu yaşadıklarını belirtmişler. Dahası, ankete katılanların %32’sinin yaygın psikiyatrik bozukluklar için bir risk oluşturan en az dört semptoma sahip olma durumunu taşıdıkları anlaşılmıştır. Bu durum, yüksek eğitimli üyeler içeren karşılaştırma grupları arasında psikiyatrik rahatsızlık sahibi olma istatistiğinin iki katından fazla olduğunu göstermektedir. En sık bildirilen semptomlar, sürekli baskı altında hissetmek, mutsuz ve depresyonda olmak, endişe nedeniyle uykuya dalamamak, zorlukların üstesinden gelememek ve günlük aktivitelerden zevk almamaktır. Zihinsel sağlık sorunlarının yaşandığının en iyi göstergesi, çelişen iş taahhütleri nedeniyle aile ihtiyaçlarının dikkate alınmasında zorluk çekmektir. Yüksek iş talepleri ve düşük iş kontrolü de artan semptomlarla ilişkili bulunmuştur.

Doktora Sonrası ve Stres

Lisans öğrencileri arasındaki akıl sağlığı problemlerine gösterilen ilgi ve yapılan çalışmalar git gide artarken, yapılan çalışmalar lisans üstü öğrencilerde daha az. Doktora sonrası araştırmacılar göz önüne alındığında ise zihinsel sağlık sorunlarının değerlendirilmesi neredeyse tamamen ihmal edilmiş ve kayıtlanmamış durumda. Bununla birlikte, doktora sonrası araştırmacı olmanın stressiz olduğu konusunda ise çok az şüphe var. Doktora sonrası araştırmacıların çoğu, genellikle uzun saatler boyunca ve düşük ücretlerle çok sıkı çalışırlar. İş baskısı ile karşı karşıya kalırlar ve streslerini azaltmak ve sağlıklı olmak için sağlıklı seçeneklere ve egzersizlere zaman ayıramayabilirler. Çalışmaya olan bağlılıkları nedeniyle, genellikle yakın arkadaşlarından ve ailelerinden izole bir hayat sürmek zorunda kalırlar. Birçok doktora sonrası araştırmacı kendilerini evden uzakta, derinden stresli ve yalnız bulur ve genelde yardım için nereye gidecekleri konusunda hiçbir ipuçları da yoktur.

Psikologlar, küçük çaplı stresin iyi bir şey olduğunu, ancak çok fazla veya kronik stresin ise endişe ve depresyona yol açabileceğini belirtmektedirler. Bu gerçekleştiğinde ise bir doktora sonrası araştırmacıya yardım aramak zor gelir. Doktora sonrası araştırmacılar arasındaki rekabetin çok yoğun olduğu bilinmektedir ve yaşanan psikolojik rahatsızlık durumu kariyerde bir başarısızlıkmış gibi hissedileceği için yaşananların itiraf edilmesinden korkulduğunu belirtiyorlar. Genellikle, aslında var olan kampüs içi psikolojik yardımdan kaçınıldığını; çünkü araştırmacılar danışmanlarının veya laboratuvarın diğer üyelerinin durumlarını öğreneceklerinden endişelenirler ve böyle bir yardımdan kaçarlar.

Stresle Mücadele ve Akademi

Diğer bir taraftan, ilham verici bir süpervizöre sahip olmak bu riskleri kısmen telafi edebilir. Bu yüzden, akademik bir kariyere ilgi duyuyorsanız, hatta bunu yapma şansı olmadığınızı düşünüyorsanız; korkmayın. Doktora yapmak, sadece akademik kariyer için gerekli gibi düşünülse de akademik olmayan kariyerler için de aslında iyi bir hazırlık evresidir. Araştırmacılar, insanların geleceği öngördüklerinde ve alacakları yolu net bir şekilde tahmin ettiklerinde, bunun, zihinsel sağlık sorunlarına karşı koruyucu bir faktör olabileceğini belirtiyor. Böylece kişi kendinde bir anlam, ilerleme ve kontrol duygusu sağlayabiliyor.

Lexington’daki Kentucky Üniversitesi’nde akademik gelişimci ve dekan yardımcısı olan ve aynı zamanda akademik stajyerlerde zihinsel sağlığı da inceleyen Nathan Vanderford‘a göre, bu yapılan çalışmada uzun zamandır doktora öğrencilerinin içinde bulunduğu çalışma koşullarının ve kariyer beklentilerinin zihinsel durumlarında önemli bir rol oynadığının es geçildiğini belirtmiştir. Vanderford, pek çok kurumun, bölümlerin ve süpervizörlerin doktora adaylarındaki sistemik zihinsel sağlık sorunlarını uzun zamandır görmezden geldiğinin de altını çizmektedir. Ayrıca, bunun gibi verilerin sorunları daha da çözülemez hale getirdiğini belirten Vanderford, etik ve ahlaki nedenlerden dolayı bu tür kurumları stresli bir yolculuk olan doktorada adaylara gereken desteği sağlamaları konusunda yardım etme sorumluluğunu almaya davet etmektedir.

Levecque ve Anseel, iş-yaşam dengesini kolaylaştırmak veya doktora öğrencilerine hem akademi içinde hem de dışında iş ve kariyer beklentileri hakkında net ve tam bilgi sunmak gibi küçük adımların önemli olumlu etkilere sahip olabileceğine dikkat çekmekteler. Çalışmanın sahipleri, süpervizörlere de bir mesaj yolluyorlar: kendi liderlik yetkinliklerine yatırım yapmak doktora  öğrencileri için gerçekten bir fark yaratabilir. Çalışmada hocaların konuyu ciddiye almaları gerektiği ve potansiyel psikolojik sıkıntı belirtilerine sahip kişilerin olup olmadığının nasıl tespit edilebileceğinin öğrenilmesi gerektiği yazılmış.  Makalenin hakemlerinden biri olan ve Birleşik Krallık’taki Bedfordshire Üniversitesi’nde profesör olarak çalışan Gail Kinman da yazarlar ile aynı fikirde. Kinman, süpervizörlük yapan hocaların kendilerini çevrelerinden izole eden, endişeli ve çekinik görünen, son teslim tarihlerini karşılayamayan grup üyelerine dikkat etmesi gerektiğini belirtiyor. Tabi ki hiç kimse bir hocanın, zihinsel sağlık sorunlarını teşhis etmesi gerektiğini beklemiyor; ancak, hocanın öğrencilerindeki değişiklikleri görebilmesi gerekiyor ve destek için onları doğru bir şekilde yönlendirmesi ve bunun için de gerekli bilgiye sahip olması gerekiyor.

Yapılan bu araştırma Belçika Flanders’e özgü olmasına rağmen, doktora süresince yapılan çalışmaların ve yaşananların çoğunun dünya genelinde benzer olduğu ve bu nedenle de bulguların dünya çapında genelleştirilebilir olduğu söyleniyor. Çalışmanın, akademideki sessizliği kırmaya ve ruh sağlığı sorunlarının ortaya çıkarılmasında yardımcı olacağı umuluyor. Damgalanma korkusu, misilleme ya da birinin gelecekteki kariyeri üzerindeki olumsuz etkisi gibi düşünceler genellikle zihinsel sağlık sorunlarından mustarip olan kişilerin kamuya açık hale getirilmesini bir sır gibi görüyor. Bu vizyon eksikliği aslında bir sorun; çünkü, izole hissetmek ve hissettirmek karşıdakinin zihinsel sağlığının daha da kötüleşmesine neden olabilir. Bu aynı zamanda sorunu çözme yetkisi olan kurumlar ve insanlar üzerinde daha az baskı olduğu anlamına da geliyor.

Çalışmanın yazarları, akademiyi şeytanlaştırmak veya kötülemek yerine, harekete geçilmesi gerektiğini vurgulamaktalar. Yazarlar da birer akademisyen olarak bu mesleğin hala sahip olunabilecek en değerli ve anlamlı kariyerlerden biri olduğunu düşünüyorlar. Öyleyse, bir sorun varsa, onunla ilgili pozitif bir şeyler yapılması gerektiğini ve her bireye uygun olabilecek, çalışmak için harika bir ortam sağlanması gerektiğini belirtiyorlar.

X

Ücretsiz makalelerinizi tükettiniz.

Araştırma yazarlığı ve akademik yayıncılık konusundaki tüm kaynaklarımıza sınırsız erişim sağlamak için ücretsiz üye olun:

  • 320 + blog makaleleri
  • 50+ Web Seminerleri
  • 10+ Uzman podcast
  • 10+ e-Kitap
  • 10+ Kontrol Listesi
  • 50+ İnfografikler